1. (a) buğula(n)mak.
    His glasses (became) steamed up when he came into the warm room. (b) güçlendirmek,
    kuvvetlendirmek, (c) öfkelendirmek, kızdırmak, hiddetlendirmek.
    Don't get all steamed up about it, it's not important.
harekete gelmek Fiil
bir girişim için kuvvetini toplamak Fiil
alıp yürümek Fiil
istim tutmak Fiil
hızlanmak Fiil
daha hızlı gitmek Fiil